Erzin Kent Konseyi ile Erzin Ayağa Kalkacak

27 Kasım 2024'te kalp krizi geçirerek aramızdan ayrılan avukat Akif Özer'le yaptığımız, 2 Ekim 2014'te yayınlanan Erzin Kent Konseyi konulu röportaj... Akif Özer, kent konseyinin o dönemki başkanıydı, bu memleketin bir değeriydi ve Erzin için bir ütopyası vardı. Bakalım o günlerde neler anlatmış?

Akif Özer'le Eseli sığır gölü mevkiinde görüştük

Erzin Kent Konseyi

Kent Konseyi nedir?

Yerel demokrasinin geliştirilmesi için belediye kanununa koyulmuş bir maddeden yola çıkarak oluşturulan bir sivil toplum örgütlenmesi, diyebiliriz. Kent konseyinin örgütlenmesinde; herhangi bir siyasî grubun, kendini ifade etmesi söz konusu değildir. Sadece, Erzin’de yaşayan halkın, belediye yönetimine etki edebilecek yolları açmaktır. Yani, Erzin’de yerel demokrasiyi topluma anlatmak ve yerel demokrasinin yerleşmesini sağlamak, Erzin’i idare edenlerin halka daha çok yüzünü dönmelerini sağlamak, yapılamayan, eksik kalan işlerin yapılabilmesi için kamuoyu baskısı oluşturucu bir organizasyondur. Ama kent konseyinin, işlerin yapılması noktasında bir yetkisi yok, emir vermek gibi bir yetkisi yok. Halktan gelen talepleri raporlayıp, belediye meclisine sunar. Belediye meclisince kabul edilenlerin de takipçisi olur. Kent konseyi önemli bir oluşumdur. Halk, kendisi için neyin daha iyi
olduğunu yöneticilerden daha iyi bilir. Halktan kopuk idarecilerin alacağı kararlar, halkı hep mağdur etmiştir. Bir örnekle açıklayalım; imar plânı değişikliği halktan kopuk yapılıyor, halka danışılmıyor. Bu yüzden birçok kişi mağdur oluyor. Siyaseten güçsüz, oy potansiyeli düşük vatandaşların arsasında
yapılan tadilâtlar, imar pozisyonu o vatandaşımızı ekonomik anlamda mağdur etmektedir. Bazı insanların yerleri yeşil alan, yol genişletilmesi, cami ve okul gibi işlemlere tabi tutulurken, siyaseten etkili insanlar bu saydıklarımı başka yere kaydırtabiliyor. Kent konseyinin amacı; yöneticilerle halkı
uzlaştırmaktır, halktan yana karar almalarını sağlamaktır.

Erzin Kent Konseyi kimlerden oluşuyor, kısaca tanıtır mısınız?

Erzin Belediye Meclisi'nde; yanlış hatırlamıyorsam CHP Meclis Üyesi Necdet Sökmen arkadaşımızın, Kent konseyinin kurulması yönünde önerisi olmuş. Belediye Meclisi ile Belediye Başkanı, teklifi olumlu karşılamış ve kurulması kararını vermişler. Belediye Başkanımız Kasım Şimşek; ilçemizdeki
kooperatiflere, derneklere, odalara, muhtarlara, kaymakamlık temsilcisine, belediye temsilcisine ve siyasî partilere bir davette bulundu. Çoğu da buna iştirak etti. Kent konseyinin kuruluşu için yapılan genel kurulda Kent Konseyi Başkanlığı'na benden başka hiç kimse aday olmadı. Oylama sonucunda oy
birliğiyle Erzin Kent Konseyi Başkanı seçildim. Fakat öncesinde, yürütme kurulu seçilmişti zaten. Onların isimleri şöyle: Ali İhsan Özay, İlmisev Kılaç, Necdet Sökmen, Mehmet Özsoy, Erzin Bisiklet Spor Kulübü Derneği Başkanı Adem Çevik, Erzin Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Songül Karaosmanoğlu, Eğitim-Sen Erzin Temsilcisi Şaban Vural, Yeşilkent Sulama Kooperatifi Başkanı Mustafa Vural, muhtarları temsilen Kadir Kürtül ile Mehmet Genç. Bu arkadaşlarımız da genel
kurulda oy birliği ile Kent Konseyi Yürütme Kurulu’na asil üye olarak seçildiler. Yasa gereği belediye başkanlığından genel sekreter istedik. Oradan bize önerdikleri üç isim içinden Kürşat Kunt arkadaşımızı Erzin Kent Konseyi Genel Sekreterliği’ne ben atadım. Yine genel kurulda Kadın Meclisi Başkanlığı’na Songül Karaosmanoğlu, Gençlik Meclisi Başkanlığı’na Mehmet Özsoy seçilmiştir.

"Erzin'i unuttular"

Erzin Devlet Hastanesi'yle ilgili olan malûm durumu bir kez de söyleşimiz aracılığıyla dile getirir misiniz?

Yaklaşık 6-7 yıldır hizmet veren Erzin Devlet Hastanesi'nde dönem dönem hekim sayısı tam oldu, çalışmalar güzeldi. Fakat birden bire uzmanlarımız, doktorlarımız çekip çekip gitmeye başladı. Kimisi bunu ekonomik sıkıntıya, kimisi sosyal yetersizliğe bağladı. Ama biz duyuyoruz ki; Erzin Hastanesi'ni statüsü gereği Dörtyol Devlet Hastanesi'ne ek hizmet binası şeklinde ilave edeceklermiş. Bir Erzinli olarak ben bunu reddediyorum. Dörtyol Hastanesi, Erzin Devlet Hastanesi'nin ek binası olsa, Dörtyollu bunu kabul eder mi? Tabi ki hayır! Bununla ilgili yaptığımız basın açıklamasına rağmen; bir muhalefet milletvekili bizi arayıp, "Sorun nedir, ne yapabiliriz" demedi. Yine muhalefet milletvekillerinin iktidarın Dörtyol milletvekiline, "Sen Dörtyol'a 300 yataklı hastane yapıyorsun, tebrikler, hizmet
hizmettir. Ancak Erzin'de de bir devlet hastanesi var, doktor yok, halk perişan" diye hiç beyanda bulunduğunu görmedik muhalefetin. Muhalefet de unuttu Erzin'i, AKP de unuttu Erzin'i. Ama hastaneye kasım ayında doktorların geleceğini söylediler. Yetkililerin sözüne güveniyoruz. Bu işin takipçisiyiz. Bölge milletvekillerimiz sadece afet olunca ilçemizi hatırlamasınlar. Taziye ziyaretlerinden ziyade onları sorunların çözümü için halkla istişare ederken görmek istiyoruz.

"Erzin Devlet Hastanesi'ne atanmayan doktor için yapılan basın açıklamasına 300 kadar vatandaşın katılması bizleri üzdü" dediğinizi okudum gazetede. Bu pasifliği, uyuşukluğu, kent konseyi değiştirebilecek mi sizce?

Bir toplumda yaşayan bireylerin sorunu algılama biçimi çok önemlidir. Yukarıda da belirttiğim gibi; bizi yanlış algılatan birtakım fitne fesatların kara propagandası sonucunda o sözlere aldanıp aramıza katılmayan insanlar bize destek vermemiş olmuyor; kendi sağlıklarıyla oynuyorlar aslında. Erzin'de çoğu kişi sorunla yaşamaya alıştırmış kendini. Sorun denen şey, onlar için bir yaşam biçimi olmuş. Nerede böyle toplumsal duyarlılık gerektiren sesli-sözlü toplantı yapılsa, hemen fitne fücur tayfası piyasaya çıkıp sorunun çözülmesi adına değil de, daha fazla katmerleşmesi adına yoğun bir çaba sarf
ediyor. Çünkü sorun çözülürse o fitnenin gerçek yüzü gözükecektir. Onlar bana göre statükocu çetedir. Bencildir. Yeter ki, hemşehrilerimiz bizimle hareket etsin. Erzin'in ayağını tökezletmeye uğraşan, Erzin'in bu hâlde kalmasından kendine siyasî ve ekonomik çıkar sağlayan insanların bu münafıkça davranışlarına karşı uyanık olsun. Erzinlilerin üzerindeki bu uyuşukluğu veya duyarsızlığı kaldıracağız. Halkımız aslında duyarlı, her şeyin farkında ama önce bize güvenecek. Kafası karıştırıldığından duyarsız kalıyor haliyle. Halkımız iyi takip ediyor, Kent konseyi güvenilir bir yapı olduğunu ispatladığında ona her türlü katkıyı verecektir. Biz ifadelerimizde bazılarını kızdırmış olabiliriz. Ama sonuçta Erzin'imizin iyiliği ve güzelliği için çalışıyoruz. Erzin'imizin iyiliği ve güzelliği için çalışan her kim olursa olsun Erzin Kent Konseyi olarak her zaman onlarlayız. "Bunlar da kim, boş verin, desteklemeyin, onlar şöyle, onlar böyle" diyen köstek tipler Erzin’in kalkınmasının prangasıdır. Erzin’i bu tip insanlardan da kurtaracağız. Bizlerin  endişesi, üzüntüsü; halkımızdan bazı kişilerin bu fitnelerin dolduruşuna gelerek, kendisi için dahi mücadele eden kişileri taşlaması. Atılan her taş, bizim gönlümüzü yaralıyor. Erzinliler, Erzin Kent Konseyi'nden yana dursunlar ki sorunun değil de çözümün bir parçası olsunlar. Biz, Erzinlilere güveniyoruz. Erzinliler de bize güvenmekte tereddüt etmesinler. Erzinliler uyanık olmalı. Erzin’in kalkınmamasına, sosyal barışın sağlanmamasına, gençlerin uyuşturucu kullanmasına göz yumulan, bürokratlarca ilgisiz bırakılan bir Erzin ve her geçen gün ekonomik, sosyal yıkıma doğru giden bir Erzin’den yana mı olacaklar; yoksa, Erzin’i her yönden kalkındırmak için mücadele eden insanların yanında mı olacaklar? İleri ki zamanlarda iyi ile kötünün saflaşması daha da netleşecektir. Bahsettiğiniz uyuşukluğu değiştiremez ise kent konseyi işlevini yerine getiremiyor demektir.

"Hatay'ın diğer ilçelerine verdikleri değeri Erzin'e de versinler"

Halk Bankası, Özel Harekat, Türk Telekom ve Tedaş'ın kaybından sonra; yakında Adliye, Maliye, Nüfus, Tapu Müdürlüklerinin de Dörtyol'a taşınmak için sıra beklendiği söyleniyor. Bu gerçekten ve kesinlikle olacak bir şey mi; yoksa, siz bir tahmin mi yürütüyorsunuz?

Bu bizim öngörümüz. Çünkü; Halk Bankası kâr edemediği için, Özel Harekat'e yer verilmediği için, Telekom ile Tedaş özelleştirildiği için Erzin'den taşındı. Adliye, Maliye, Tapu gidebilir mi? Gidebilir. Zira iki yıl evvel, Türkiye genelinde bazı ilçelerdeki adliyeler kapatılmıştı. Erzin adliyesi de bunların içindeydi fakat, o dönemde ben ve Hatay Baro Başkanımızın baskıları sonucunda adliyemizin kapatılmasını engelledik. Lâkin yine Erzin adliyesinin kapatılacağı söylentisi var. Çünkü Erzin'in bir adliye sarayı yok. Hâlâ hükûmet konağının içerisinde bir koridora sıkıştırılmış biçimde, fiziken
elverişsiz koşulda adalet dağıtmaya çalışıyoruz. Ve buraya bir adliye sarayı yapılmadığı sürece, "Acaba adliyemizi kapatacaklar mı" diye hep şüphe edeceğiz.

İlçede hiçbir hizmet birimi bulunmayan, boş bir Erzin'in akıbeti nasıl olur veya gidişatı ne tarafadır?

Bir kere biz Erzin Kent Konseyi olarak Erzin'in boşaltılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Allah'ın izniyle ileride daha güzel olacağına inanıyoruz memleketimizin.

Büyükşehir’e bağlanmak sizce nasıl oldu?

Köylerimiz açısından hiç iyi olmamıştır. Hizmetlerin zamanında ulaşması ve az maliyetle en hızlı olacak şekilde yerel hizmetlerin yapılması gerekir. Büyükşehire bağlanmak bu anlamda iyi olmamıştır. Erzin’in birçok geliri büyükşehire aktarılmıştır. Yasa gereği Erzin Belediyesi’nce aktarılan gelirlerin ne kadarı Erzin’e hizmet olarak dönecek; merak konusu. Yasal düzenlemelerdeki bazı uygulama boşlukları hangi hizmetin hangisi belediye başkanlığının görev ve yetkileri içindedir; bu tam açıklığa kavuşmamıştır. Erzin’de Büyükşehir yetkilisi kim olacak; o daha netleşmemiştir. Haliyle bu boşluk nedeniyle yetkisiz yetkililer bir şeyleri yapmaya çalışıyorlar. Fakat şu bir gerçektir ki; Erzin, projelendirilen hizmetlerin hayata geç geçecek olmasından dolayı bir sıkıntı içerisinde. (Otogar hâlâ teslim alınamadı) Büyükşehir olunması nedeniyle idarî organizasyonu oturtmaya çalışıyorlardır.
Haliyle aksaklıklar yaşanacaktır. Bence büyükşehire dahil olunmasaydı Erzin olumlu işleri daha tez yakalayabilirdi. Çünkü bilindiği gibi ilçemiz ileriye dönük projeler içinde bir sanayi alanı. Artık buradan elde edilecek gelir -yanılmıyorsam- tamamen büyükşehire geçecek. Arıtma tesisi her ne kadar
unutulmuş olsa da, kanalizasyonu kim yaptı? Otogarı kim yaptı? Kesimhaneyi, asfaltları, park ve bahçeleri kim yaptı? Dereyi kim ıslah etti? Bunların içinde eksiklikler de vardır mutlaka. Geçmişe baktığımda; önceki dönemlerin belediye başkanları da kendi olanakları gücünde bir şeyler yaptı Erzin'e. Şimdiyse Kasım Şimşek iktidar partisinden olmasının avantajından yararlanarak bunları gerçekleştirdi. Bu zaten onun görevidir. Eleştiri de yaparım: Kanalizasyonun yanında su şebekesini de değiştirebilirdi. Kanalizasyon deşilirken Tedaş'ın tüm telleri alta inebilirdi. Kanalizasyon boruları beton yerine plâstikten de olabilirdi. Molozların temizlenmesi için büyükşehirden onay alınması gerekmiyor meselâ. Ama şimdi biz yapılan hizmetleri yok saysak, bu haksızlık değil midir? Bir vatandaş olarak elbet teşekkür edeceğim. Kurtarabildiği kadar çamurdan kurtardı ilçemizi. Yapılamayan yerleriyse büyükşehir yapacak. Zamana ihtiyaç var. Birden bire olacak şey değil bunlar. Büyükşehir belediyemizin elinde sihirli değnek yok ki; dokunsun hemen hallolsun. Kent konseyi olarak; büyükşehir bize hizmet yaptığında teşekkür edeceğiz, yapmadığında eleştireceğiz. Büyükşehirin, Erzin'e en güzel hizmetleri getireceğine inanıyoruz. Ama bizim için ivedilik gerektiren hizmetlerde lütfen geç kalmasınlar. Hatay'ın diğer ilçelerine verdikleri değeri Erzin'e de versinler.

Hemen hemen her sosyal faaliyette ya öncülük yapıyorsunuz ya da destek veriyorsunuz. Mesleğinizi yaparken zorlanmıyor musunuz?

Bazı kişiler beni ekonomik olarak yıpratıp toplumsal sorunlarla mücadele direncimi kırmak için, bana davasını vermek isteyen insanlara, "O zaten boş işlerle uğraşır. Şimdi kim bilir hangi mitingde, hangi gösteridedir! Ne avukatlığını göreceksin. Bürosunda dahi bulamazsın. Başka avukat tut" diyorlar. Ben işimin de başındayım. Avukat dediğiniz, bürosunda çok oturamaz; oturuyorsa işini takip etmiyor demektir. Gerektiği zamanlarda büromdayım. Ben de bazı Erzinlilerin kahvede oturacak boş zamanı
nasıl bulduklarına şaşıyorum. Oysa yapacak o kadar iş var ki. İşimden artakalan zamanlarda ilgileniyorum Erzin’in sorunlarıyla. Memleket meselelerine kafa yorduğum için, Erzinliler daha huzurlu olsun diye çözüm üretmeye çalıştığım için şeytanın işbirlikçileri "boş işlerin adamı" diyorlar bana ama hiç aldırmıyorum.

"Yetki halktan alınır"

Kent Konseyi’ni nasıl çalıştırmayı düşünüyorsunuz? Erzin’e ne gibi katkıları olacak?

Erzin Kent Konseyi bir sivil toplum organizasyonudur. Yerel sorunların çözümünde bir yetkisi yoktur. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu organizasyon, Erzin’deki yerel sorunları gündeme taşımak, sorunları tespit etmek, bu sorunların çözümüne halkı ve yetkilileri katmak için uğraşır. Tamamen gönüllülük esasına dayalıdır. Asıl yetkili olan halktır. Yetki halktan alınır. Kent konseyi halkla birlikte işler üretebildiği oranda, halkın desteğini alabildiği oranda başarılı olur. Yürütme Kurulumuzun dışında Kadın Meclisimiz ve Gençlik Meclisimiz var. Bunların dışında çalışma grupları oluşturduk. İsimlerini zikrettiğim her grupta isteyen herkes yer alabilir. Kendisi için, çocuğu için ve Erzin için kim bir şey yapmak istiyorsa; bu gruplarda yer alması gerektiğini düşünüyoruz halkın. Erzin’e olumlu katkısı mutlaka olacaktır. Öncelikle toplumsal uzlaşıyı sağlayacaktır. Erzin’in değerlerinin farkına varılacak, sorunların çözümünde ortak akıl oluşturulacaktır. Halk, sorunların çözümünde sadece siyasîlerin iyi niyetine bırakmadan bizzat kendisi sorunun çözümünde karar sahibi olabilecektir. Kısacası bir daha Ilıca faciası yaşanmamasını sağlayacaktır.

Fotoğraf: Mehmet Uras

2 Ekim 2014 - Erzin Yeşilkent Haber Gazetesi

Hukuk desteği almak istiyorsanız, aşağıdaki arama motoruna En yakın avukatlar yazmanız yeterli. 

Yorumlar