Ramazan Eren Ömrümün Takvim Yaprakları isimli şiir kitabını dört yıl önce bana yolladığında araya pandemi kısıtlamaları girdiği için söyleşi yapamamıştık. Osmaniye'de yaşayan şair Ramazan Eren'in ilk eserini yeniden okudum ve kendisiyle telefonda söyleşi yaparak sözümü yerine getirmiş oldum.
Okurların sizin hakkınızda bilgi sahibi olması için, şairlik yönünüzün dışında, kendinizi tanıtır mısınız? Ramazan Eren kimdir?
Ben 1990 Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde doğdum. Aslen Mardin Derikliyim. Normalde asıl mesleğim mangal kömürü üretimi ama şu anda Osmaniye Organize Sanayisi'nde iplik fabrikasında makine operatörüyüm. Boş zamanlarımda bol bol kitap okuyorum, müzik dinliyorum, koyu bir Adana Demir Spor taraftarıyım. Maçlarını takip ederim, yeri gelir stadyuma giderim. Futbolu severim, sanatı severim, doğayı severim. İnsanları hoşgörüyle karşılamayı severim. İnsanları okumaya teşvik ederim. O şekil özelliklerim var.
Yazmaya merakınız ne zamandan beri var?
İlkokul dördüncü sınıftan beri yazmaya bir merakım var. Yani hep yıllardır yazmaya meraklıydım. Kendi kendimi geliştirdim. İşte yazmaya karar verdim. Acaba yazar mıyım? Ufak tefek yazmaya başladım, sonra ben büyüdükçe, yani insanların yaşı büyüdükçe daha çok yazmaya heves ettim. Daha çok insanın şiiri dinlemesine teşvik ettim. Sürekli şiir yazarım zaten. Şiirin içinde büyüyen bir insanım. Hangi insanın bir şiirini görsem onu illaki okurum, bir yazısını görsem okurum, o özelliğim de var.
Kitabınızın yedinci şiii olan "Özledim"de Osmaniye hakkında duygularınızı kaleme almışsınız. Osmaniye'nin sizin için anlam ve önemi nedir?
Aslen Mardin Derikliyim ama bu şehirde doğup büyüdüm, bu şehirin şartları, işte kültürü, insanları olsun ben o şiiri yazdığımda 2017 miydi, 2018 yılları arasında Erzincan'da çalışıyordum. O şiiri yazdığımda tarihi sabaha karşı yazdığım bir şiir yani. Sabahleyin 4-5 gibi o zaman mangal kömürü nöbeti tutuyordum, yaşım da o zaman gençtik biraz daha, hani kan sıcaktı, o yüzden o şiiri duygulara hitaben gittiğim zaman çalışmaya şehir dışına göçebe gibi, yörük gibi, bilirsiniz belki. Yani öyle bir 5-6 ay gelmezdim, o şiir o duygu bana öylesine geldi yani. Büyük bir özlemle yani.
Ben 1990 Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde doğdum. Aslen Mardin Derikliyim. Normalde asıl mesleğim mangal kömürü üretimi ama şu anda Osmaniye Organize Sanayisi'nde iplik fabrikasında makine operatörüyüm. Boş zamanlarımda bol bol kitap okuyorum, müzik dinliyorum, koyu bir Adana Demir Spor taraftarıyım. Maçlarını takip ederim, yeri gelir stadyuma giderim. Futbolu severim, sanatı severim, doğayı severim. İnsanları hoşgörüyle karşılamayı severim. İnsanları okumaya teşvik ederim. O şekil özelliklerim var.
Yazmaya merakınız ne zamandan beri var?
İlkokul dördüncü sınıftan beri yazmaya bir merakım var. Yani hep yıllardır yazmaya meraklıydım. Kendi kendimi geliştirdim. İşte yazmaya karar verdim. Acaba yazar mıyım? Ufak tefek yazmaya başladım, sonra ben büyüdükçe, yani insanların yaşı büyüdükçe daha çok yazmaya heves ettim. Daha çok insanın şiiri dinlemesine teşvik ettim. Sürekli şiir yazarım zaten. Şiirin içinde büyüyen bir insanım. Hangi insanın bir şiirini görsem onu illaki okurum, bir yazısını görsem okurum, o özelliğim de var.
Kitabınızın yedinci şiii olan "Özledim"de Osmaniye hakkında duygularınızı kaleme almışsınız. Osmaniye'nin sizin için anlam ve önemi nedir?
Aslen Mardin Derikliyim ama bu şehirde doğup büyüdüm, bu şehirin şartları, işte kültürü, insanları olsun ben o şiiri yazdığımda 2017 miydi, 2018 yılları arasında Erzincan'da çalışıyordum. O şiiri yazdığımda tarihi sabaha karşı yazdığım bir şiir yani. Sabahleyin 4-5 gibi o zaman mangal kömürü nöbeti tutuyordum, yaşım da o zaman gençtik biraz daha, hani kan sıcaktı, o yüzden o şiiri duygulara hitaben gittiğim zaman çalışmaya şehir dışına göçebe gibi, yörük gibi, bilirsiniz belki. Yani öyle bir 5-6 ay gelmezdim, o şiir o duygu bana öylesine geldi yani. Büyük bir özlemle yani.
Ramazan Eren Ömrümün Takvim Yaprakları eserinde, kitap arka kapağında da yazdığı gibi, "yalnızlık, çaresizlik, terk edilmişlik ve sevda" duygularını mısralara yansıtmış. Yazmaya hiç küstüğünüz oldu mu? Yani meselâ "Artık yazmayacağım, kimseden tepki alamıyorum, kimse yorum yapmıyor" diyor musunuz? Etkileşimi ne kadar önemsiyorsunuz?
Benim yazdığımı bir kişi de beğense onu bir başarı olarak görürüm. Yazdığım bir şiiri bir kişi bile beğense, hiç beğeni almazsa o zaman yazmaya küserim ama bir kişi de beğense. İnsanların beni yolda gördüğünde "güzel şiir yazıyorsun" demesi. Ama "ben çok güzel şiir yazıyorum" demeyeceksin kendine. Karşıdaki kişilerin sana "güzel yazıyor" demesi önemlidir zaten hocam. Küskünlük şu şekilde olur: Bazen yazar arkadaşlar arasında sürtüşme olur. Misal benim kendi derleme şu an rekora doğru koşuyorum. 13 adet derleme kitabında yer almışım. Bu sayısını bildiğim. Belki bilmediklerim de vardır. Osmaniye Yazarlar ve Şairler Derneği'nin üyesiyim. Hatta geçen bana dedi "Bir şiir gönder." Zamanım yok ona gönderemedim. Birkaç gün içinde ona göndereceğim.
Söyleşi teklifimi kabul ettiğiniz, vakit ayırıp sorularımı yanıtladığınız için teşekkür ederim.
Rica ederim hocam. Her daim. Şair ve yazar olduğumuz için; bir insan yazdığında cevaplamak zorunda kalıyoruz. Misal bazen mesaj kutum bile doludur. Adam bana üç dört gün önce de yazmış, dönüyorum. Misal sizin yazdığınız gibi; sizin yazdığınızı ben geç fark ettim. İsteklerde geldi bana. Hemen cevapladım.
Benim yazdığımı bir kişi de beğense onu bir başarı olarak görürüm. Yazdığım bir şiiri bir kişi bile beğense, hiç beğeni almazsa o zaman yazmaya küserim ama bir kişi de beğense. İnsanların beni yolda gördüğünde "güzel şiir yazıyorsun" demesi. Ama "ben çok güzel şiir yazıyorum" demeyeceksin kendine. Karşıdaki kişilerin sana "güzel yazıyor" demesi önemlidir zaten hocam. Küskünlük şu şekilde olur: Bazen yazar arkadaşlar arasında sürtüşme olur. Misal benim kendi derleme şu an rekora doğru koşuyorum. 13 adet derleme kitabında yer almışım. Bu sayısını bildiğim. Belki bilmediklerim de vardır. Osmaniye Yazarlar ve Şairler Derneği'nin üyesiyim. Hatta geçen bana dedi "Bir şiir gönder." Zamanım yok ona gönderemedim. Birkaç gün içinde ona göndereceğim.
Söyleşi teklifimi kabul ettiğiniz, vakit ayırıp sorularımı yanıtladığınız için teşekkür ederim.
Rica ederim hocam. Her daim. Şair ve yazar olduğumuz için; bir insan yazdığında cevaplamak zorunda kalıyoruz. Misal bazen mesaj kutum bile doludur. Adam bana üç dört gün önce de yazmış, dönüyorum. Misal sizin yazdığınız gibi; sizin yazdığınızı ben geç fark ettim. İsteklerde geldi bana. Hemen cevapladım.

Teşekkürler hocam
YanıtlaSilRica ederim. Ne demek!
Sil